Tevhidin Fıtri Olması Üzerine Düşünceler

Tevhidin fıtri olmasının bir delili, zor zamanlarda insanların yalnızca bir varlığa yönelmesidir.

İnsanların zor durumda kaldıklarında, Allah’a yönelmeleri tevhidin fıtri bir yönüdür. Bu durum, insanların maddi sebeplerden umudunu kestiği anlarda kendini gösterir. Örneğin, denizde bir sıkıntıya düştüğünde, insanlar genellikle Allah’tan başka bir varlığa yönelmezler. Bu, insanın içsel bir gerçeği olarak kabul edilir.

Kur’an-ı Kerim’de de bu duruma işaret eden ayetler bulunmaktadır. İsra Suresi’nin 67. ayetinde, denizde bir sıkıntıya düşüldüğünde, Allah’tan başka yalvardıkları varlıkların kaybolup gideceği belirtilmektedir. Ancak Allah, insanları karaya çıkararak kurtardığında, çoğu insanın yüz çevirdiği ifade edilmektedir. Bu durum, insanın nankörlüğünü de gözler önüne sermektedir.

Bir başka örnek, İmam Cafer Sadık’tan (a.s) gelen bir hikayedir. Allah’ı reddeden bir kişi, İmam’a Allah’ın varlığına dair delil sormuştur. İmam, bu şahsa gemideyken başına gelen bir olayı sormuş ve kişinin fırtına sonucu gemisinin alabora olduğunu öğrenmiştir. Bu durumda, kişi bir parça tahtaya tutunarak hayatta kalmaya çalıştığını ifade etmiştir.

İmam Cafer Sadık (a.s), bu kişinin o zor anında kalpten bir kudrete sığındığını belirtmiştir. Kişi, bu soruya ‘evet’ yanıtı verince, İmam: “İşte o sığındığın kudret, Allah’tır” demiştir. Bu olay, insanların zor zamanlarda Allah’a yönelmesinin bir örneği olarak gösterilmektedir.

Sonuç olarak, tevhidin fıtri oluşu, insanların zor anlarda Allah’a yönelmeleriyle kendini göstermektedir. Bu durum, insanın içsel bir ihtiyaç olarak ortaya çıkar ve Allah’a olan inancı pekiştirir. İnsanın bu yönelimi, onun varoluşsal bir gerçeği olarak kabul edilmektedir.

Başa dön tuşu