Süleymaniye Camii ve Külliyesi 468 yıldır ayakta

Süleymaniye Camii ve Külliyesi, 468 yıldır İstanbul'da varlığını sürdürüyor. Depremler ve yangınlara rağmen özgünlüğünü koruyan yapı, restorasyonlarla günümüze taşındı.

Geçirdiği depremler ve yangınlara rağmen özgünlüğünü büyük ölçüde koruyan Süleymaniye, Cumhuriyet döneminde başlayan kapsamlı restorasyon çalışmalarıyla, hem mimari detayları hem de akustik yapısı bakımından titizlikle koruma altına alındı.

En son 2010’lu yıllarda gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarıyla eski ihtişamına kavuşturulan cami ve külliye, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor.

Tarihçi ve yazar İbrahim Akkurt, Süleymaniye’nin asırlardır şehrin siluetinde taşıdığı anlamı, tarihi ve kültürel dönüşümlerini değerlendirdi.

Süleymaniye Camii ve Külliyesi, 1550-1557 yılları arasında Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. Akkurt, ‘Süleymaniye sıradan bir cami değil, Osmanlı’nın en ihtişamlı döneminde yapılmış bir eserdir.’ dedi.

– ‘Ayasofya’nın devamı niteliğinde bir eser’

Akkurt, merkezinde cami olan eserin etrafında sosyal hayatın merkezinde bulunan dört medrese, hamam, hastane ve imaret gibi önemli yapıların yer aldığını kaydetti. ‘Burada günde 750 kişi çalışıyor. 2 bin 500 kişiye ücretsiz yemek veriliyor.’ dedi.

Akkurt, Süleymaniye Külliyesi’nin konumunun Ayasofya’nın paralelinde olduğunu belirterek, Mimar Sinan’ın bu eseri yaparken Batı mimarisinden de etkilendiğini ifade etti.

Cami inşaatı sırasında 1553’te Venedikli elçilere inşaatın gezdirildiğini belirten Akkurt, Süleymaniye Külliyesi’nin Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı eserler arasında ismiyle nam saldığını söyledi.

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde, ‘Süleymaniye Camiinin bahçesi halkın bir piknik alanıydı’ şeklinde anlatıldığını aktaran Akkurt, günümüzde de bu geleneğin devam ettiğini ifade etti.

– ‘Geçmişte İstanbul’un sosyal yaşamının merkezinde yer alıyordu’

Akkurt, Kanuni Sultan Süleyman’ın İstanbul’a kalıcı bir eser bırakmak arzusuyla bu eserin yapılmasını istediğini vurgulayarak, Süleymaniye Külliyesi’nin 7 yıl gibi kısa bir sürede tamamlandığını belirtti.

Akkurt, Süleymaniye Külliyesi’nde Osmanlı’nın sembolü olan çınar ve servi ağaçlarının yanı sıra birçok farklı ağaç bulunduğunu ifade etti. ‘Burası geçmişte İstanbul’un sosyal yaşamının merkezinde yer almasına rağmen bugün sadece ziyaret amacıyla geliniyor.’ dedi.

Akkurt, Süleymaniye Külliyesi’nin daha aktif kullanılabilecek bir potansiyele sahip olduğunu ve Mimar Sinan ile ilgili bir müze yapılmasının önemine değindi.

Başa dön tuşu