Muş Mescid-i Aksa Platformu’ndan Gazze için dua

20 Eylül Cumartesi yatsı namazında Muş mescidi Aksa platformu Gazzz için dua etmek ve siyonist soykırımı lanetlemek için bir araya geldi. Muş Alparslan Üniversitesinden Dr. Recep Yılmaz’ın Filistin meselesiyle ilgili bir konuşma yaptığı programda yatsı namazıyla beraber kunut duası okundu.

Recep Yılmaz’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şunlardı.

 “Gazze’de tarihte eşine az rastlanır facialar akıllara durgunluk verir, vicdanları çaresiz bırakırken, yaşanan bu duruma sebep ve sonuç ilişkileri açısından da yaklaşmak; orta ve uzun vadeli çareler de düşünmek zorundayız. Şartların giderek daha da kötüleşme eğiliminde olduğu bu süreçte, duyguların yanında köklü bilinç ve planlama kabiliyetine duyulan ihtiyaç o nispette artmaktadır. Köklü bilinç, duygu ile düşüncenin birlikte işlemesiyle kurulabilir; zira duygular dalgalanır, yükselip iner, düşünceler ise daha kalıcı ve istikrarlı yapılar sunar. Düşünmenin en temel ve ciddi adımı, yaşadığımız mekânı (coğrafyayı) tanımak ve bu mekânın bugünkü hâle nasıl geldiğini, yani zamanı/tarihi, sorgulamakla başlar. Sorgulama süreçlerinin devamı, bilinçle birlikte, evrendeki yerini ve gayesini bilen insan kimliğini kazanmaya bile vesile olabilir. Kısacası, sağlıklı düşünce insanın coğrafyaya ve tarihe yönelmesini şart kılmaktadır.

mus-20250921-02.jpg

Bu coğrafî–tarihî mercekle Gazze’ye bakıldığında, orada yaşanan meselenin “Özgür Filistin” talebinden daha fazlası olduğu; sınırlı bir toprak meselesine indirgenemeyecek ölçüde derin olduğu görülür. Semavî dinlerin kolektif hafızasının yoğunlaştığı Mescid-i Aksâ merkezde olmak üzere, mukaddes mekânlar ve hadiselerle çevrelenen bu topraklarda, 20. Yüzyılın başlarından itibaren, yeryüzünün zenginleri olan küresel güçler ve sermaye grupları sayesinde bir zulüm yapısı inşa edilmiştir.

Söz konusu yapı, bir yandan Batı medeniyetine aidiyet iddiasıyla kapitalist küresel sermaye ağlarının desteğini garantilerken; diğer yandan Hz. İbrahim’in getirdiği ilkelerle çeliştiği hâlde soyunu ona dayandırıp zihniyetini meşrulaştırmaya çalışan çelişkili bir yapıdır.  Elleriyle tutuşturduğu yangının ortasında kendine korunaklı bir ‘mutlu azınlık cenneti’ kurmayı hayal eden bu yapı; bölgedeki Müslüman toplumları bölmeye, onlara dünya zenginliklerinden pay vadederek müttefik adı altında, narsist hayaline hizmetçi kılmaya çalışmaktadır.

İşte Gazze, küresel güçlerce palazlandırılan bu yapının sakat zihniyetine karşı, peygamberler yurdunun değerlerini muhafaza eden, bu uğurda can veren insanların durduğu yerdir. Gazze’nin durduğu yerde durmak; ruhumuzun, geleceğimizin ve insanlığın geleceğinin yanında durmaktır. Bugün, bizim ve tüm insanlığın muztarip olduğu ‘evrende yerini bilememe’ krizini aşmaya vesile olması için, Filistin’in bize bir kez daha hatırlattığı peygamberler tarihine yaslanmalı; İslâm ümmetinin, Haçlı Seferleri’nin sonuçlarıyla baş etme tecrübelerinden ders alarak yeni ittifakları mümkün kılacak fikirler üretmeliyiz.”

mus-20250921-03.jpg

Başa dön tuşu