Küresel Sumud Filosu Bursa’da selamlandı

Bursa’dan Gazze’ye selam gönderen Bursa’lılar, Gazze’de büyük bir zulmün işlendiğini ve zalim İsrail’in her türlü ahlaksızlığı uyguladığı Gazze’de yaşanan ablukayı ve saldırılara dikkat çekerek, uluslararası kamuoyunun sessizliğini bir kez daha protesto etti.

Program Kuran-ı kerim tilaveti ile başlandı. Ardından basın açıklamasını Recep Karaoğlu okudu.  

Basın açıklaması

Gazze’de aylardır süren kuşatma, tarihin en ağır insani felaketlerinden birine dönüşmüştür. Binlerce çocuk, kadın ve sivil insan, sistematik bombardımanlarla katledilmiş; açlık, susuzluk ve ilaçsızlık Gazze halkı için ölümcül bir silaha çevrilmiştir. Bu tablo, hiçbir şekilde “çatışma” ya da “savaş” kavramlarıyla açıklanamaz; ortada açıkça soykırım vardır.

Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Sumud Filosu, insanlığın onurunu savunan, adalet arayışını temsil eden tarihi bir girişimdir. Ancak ne yazık ki bu girişim, devletlerin duyarsızlığı ve çıkar hesaplarının gölgesinde yalnız bırakılmıştır. Daha da acı olanı, tarihsel, kültürel ve insani sorumlulukları bulunan Türkiye’nin bu filoya somut bir katkı sunmamış olmasıdır. Gazze’de akan kan, her geçen gün daha da derinleşen trajedi ve soykırım karşısında, destek vermekten imtina eden her tavır, bu suçların devamına hizmet etmektedir.

Türkiye, Sumud Filosu’nun Gazze’ye insani yardım ulaştırabilmesi için doğrudan gemi ile katılım sağlamamıştır. Ne yazık ki, bu durum Türkiye’deki Müslümanlar için büyük bir üzüntü ve hayal kırıklığı kaynağıdır. Güvenlik, diplomatik riskler ve uluslararası ilişkilerde yaratılabilecek krizler gibi gerekçelerle fiili destek sağlamamak ve filoyu yalnız bırakmak ise hiçbir şekilde kabul edilemez.
Bununla birlikte Türkiye, filo ile sürekli iletişim kurarak koordinasyonu üstlenmelidir. Filonun rota boyunca güvenliği için, gerektiğinde askeri ve güvenlik desteği sağlamalı, olası engelleri önlemeli ve filonun Gazze limanlarına güvenli şekilde ulaşmasını sağlamalıdır.

Artık çok açıktır ki; diplomasi tükenmiştir. Uluslararası alanda yürütülen siyasi girişimlerin tamamı sonuçsuz kalmış, çağrılar karşılıksız bırakılmıştır. Defalarca yapılan girişimlere rağmen kuşatma kalkmamış, siviller korunmamış, katliamlar durmamıştır. Bugün gelinen noktada tek çözüm, fiziki müdahaledir. Soykırımı durduracak somut ve güçlü adımlar atılmadığı sürece, diplomatik açıklamaların hiçbir anlamı kalmamıştır

BURDAN TÜM DÜNYA DEVLETLERİNE SESLENİYORUZ

Artık bahaneniz kalmamıştır! İnsanlığın gözü önünde işlenen bu soykırıma sessiz kalan her devlet, suçun ortağıdır. Tarih önünde ve milletlerin vicdanında hesap vereceksiniz. Gazze’deki çocukların kanı, zalimin yanında susan devletlerin elindedir. Bugün harekete geçmeyenler, yarın insanlık suçundan aklanamayacaktır.

Türkiye, yalnızca coğrafi değil, aynı zamanda tarihsel ve manevi sorumluluk taşımaktadır. Bu toprakların vicdanı, Kudüs’ün ve Gazze’nin özgürlüğüyle sınanır. İktidarın ve siyasetin çıkar hesapları, Gazze’deki çocukların hayatından daha değerli olamaz. Türkiye, ya bu davanın öncüsü olacak ya da sessizliğiyle mazlumun gözünde itibarını kaybedecektir. Tarih, böyle bir dönemeçte atılan ya da atılmayan adımları unutmayacaktır.

Bugün Gazze, yalnızca Filistin’in değil, bütün ümmetin imtihanıdır. Gazze’deki çocukların gözyaşı, ümmetin sessizliğine yönelmiş bir feryattır. Hiçbir Müslüman, bu zulme sırtını dönemez, bu soykırımı görmezden gelemez. Ümmet, tarihin en kritik sınavlarından birindedir: ya mazlumların yanında dimdik duracak ya da suskunluğuyla zalimlerin suçuna ortak olacaktır.

Yüce Allah, (Nisâ, 75) şöyle buyurur: “Size ne oluyor da Allah yolunda ve: ‘Rabbimiz, bizi halkı zalim olan şu şehirden çıkar, bize katından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı gönder’ diyen zayıf ve çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?” 
Bu ayet, ümmete açık bir hitaptır. Bugün Gazze’deki mazlumların duası, tam da bu ayette anlatıldığı gibidir. Ümmet bu çağrıya kulak vermek zorundadır.

Bizler, ümmete çağrımızı yineliyoruz:

  • Gazze için sesinizi yükseltin, bulunduğunuz her yerde zulme karşı çıkın.
  • Dualarınızı eylemlerinizle, yardımlarınızı dayanışmayla pekiştirin.
  • Hangi coğrafyada olursanız olun, bu davayı kendi davanız bilin.Unutulmamalıdır ki Gazze düşerse, insanlık düşer. Gazze yalnız kalırsa, ümmetin onuru yara alır. Bugün Gazze’ye sahip çıkmak, aslında kendi geleceğimize, kendi varlığımıza sahip çıkmaktır.

Program son olarak Gazze’li kardeşlerimize dua edilerek son buldu.

 

a-144.jpg

b-114.jpg

c-091.jpg

Başa dön tuşu