İsrail’in Katar saldırısı Körfez ülkeleri için ne anlama geliyor?

Sean Mathews | Middle East Eye | Tercüme: Mepa News

İsrail’in Katar topraklarındaki saldırısı, ABD’n in enerji zengini Körfez bölgesinde onlarca yıldır yaptığı güvenlik garantörlüğü rolüne gölge düşürdü.

Lübnan, Suriye ve Irak gibi daha yoksul komşu ülkelerde savaşlar sürerken, zengin Körfez ülkeleri ABD askeri üsleri ve diplomasinin çarklarını yağlayan istikrarlı iş anlaşmaları sayesinde gösterişli gökdelenler inşa etmeye ve spor etkinliklerine ev sahipliği yapmaya odaklanabildi.

Körfez zaman zaman Yemen’deki Husilerin füze ve insansız hava aracı saldırılarıyla uğraşmak zorunda kalsa da ABD, özellikle başka bir devletten gelen saldırılara yardım etmek için asla gizli işlere başvurmazdı.

Aslında ABD, İran yayılmacılığı olarak adlandırdığı şeye karşı İsrail ve Arap Körfezi’ni hizaya getirmeye çalıştı.

Artık öyle değil.

Trump yönetimi, ABD’nin Gazze’ye yönelik son ateşkes önerisini görüşmek üzere toplanan Hamas siyasi yetkililerini hedef alan İsrail’in Doha saldırısına onay verdi.

İsrail, aralarında Katar güvenlik güçlerinin birkaç üyesinin de bulunduğu en az altı kişiyi öldürdü ancak asıl hedefi olan Hamas’ın üst düzey siyasi yetkililerini ıskaladı. Saldırı başarısız oldu çünkü İsrail üst düzey Hamas yetkililerinin toplantı yaptığı yere yakın bir binayı bombaladı ama tam yerini değil.

Bir kaynak, gerçek buluşma noktasının güvenlik önlemleri nedeniyle gizlendiğini söyledi.

İsrail medyası saldırıda savaş uçaklarının kullanıldığını bildirdi. Ürdün, İsrail’in kendi hava sahasını kullanmadığını söyledi. İsrail bu yaz başında İran’a saldırırken Suriye ve Irak hava sahalarını kullanmıştı.

İran uzun süredir ABD ile anlaşmazlık içindeyken, Katar ABD’nin NATO üyesi olmayan önemli bir müttefiki.

İsrail’in bombaladığı evin yaklaşık 30 kilometre uzağında bir Amerikan askeri üssü bulunuyor ve bu üs ABD büyükelçisinin konutuyla aynı mahalleyi paylaşıyor.

Bazı ABD’li yetkililer Doha’daki ABD operasyon merkezinin saldırı sırasında sessizliğe büründüğünü söyledi.

ABD şimdi İsrail’in benzeri görülmemiş tırmanışına göz yumması ile Katar’ın egemenliğine olan bağlılığını bağdaştırmakta zorlanıyor.

ABD Başkanı Donald Trump, ABD’nin İsrail saldırısı hakkında Doha’yı ne zaman bilgilendirdiği konusunda Katar Emiri Temim bin Hamad Al Sani ile açık bir çelişki içinde.

Katar, Gazze’deki ateşkes görüşmelerinin ana arabulucularından biri konumndaydı. Doha, 2011 yılında eski ABD Başkanı Barack Obama’nın talebi üzerine Hamas’ın siyasi liderliğini Suriye’den ayrıldıktan sonra ağırlamayı kabul etti.

Uzmanlara göre Trump yönetimi, ABD’nin üstün hava savunma sistemlerine sahip olduğu Katar gibi bir ülkede İsrail’in gerçekleştirdiği saldırıya karşı koymadı. Bu şekilde Akdeniz’den Basra Körfezi’ne kadar Ortadoğu’ya hükmetmeye kararlı olan bir İsrail’in önünde durmayacağının sinyalini verdi.

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) eski Orta Doğu operasyonları başkanı Ted Singer verdiği bir demeçte, “Bunun bölge ülkelerinin ABD’nin güvenlik garantilerine bakışı üzerinde derin etkileri olabilir” dedi.

Diğer Körfez ülkeleri gibi Katar da güvenlik konusunda ABD’nin gözüne girmek için askeri gücüne ve derin servetine güveniyor.

“Formül değişiyor”

ABD askerleri Katar’da hava savunma sistemlerini kullanıyor. Körfez ülkesi, Orta Doğu’daki en büyük ABD askeri tesisi olan El Udeyd’e ev sahipliği yapıyor. Katar ayrıca ABD ekonomisine, Mayıs ayında 100 milyar dolarlık Boeing jetleri de dahil olmak üzere, yüz milyarlarca dolar yatırım yapma sözü verdi.

Baker Enstitüsü’nde araştırmacı Merissa Khurma, “İsrail’in istikrarsızlaştırıcı emelleri konusunda herhangi bir korku varsa, bu korku üçe katlandı” dedi be ekledi:

“Katar ve Levant ile Körfez’deki diğer ülkeler ABD’nin çıkarlarını korumak için çok şey yapıyor ve karşılığında güvenlik garantileri bekliyorlar. Bu saldırı onların tüm formüle olan güvenlerini sarsacak”

“ABD’ye milyarlarca dolar yatırım yapmaya değer mi?”

Arap diplomatların verdiği bilgiye göre Körfez ülkeleri Katar’a yapılan saldırıdan önce de İsrail’den uzaklaşmaya başlamıştı.

7 Ekim 2023 saldırılarının ardından İsrail, güney Lübnan ve Suriye’nin bir bölümünü ele geçirdi. Filistinlilerin Gazze’den zorla sürülmesi için baskı yapmaya devam etti ve komşuları Mısır ve Ürdün’ü rahatsız etti.

Suudi Arabistan, Trump yönetiminin kendisini İsrail ile normalleşme anlaşması imzalama girişimlerini geri çevirdi.

ABD’nin İsrail ile Körfez arasında daha yakın askeri işbirliğini teşvik etme çabaları da başarısız oldu. Riyad, İran’la çatışması sırasında İsrail’e yardım etmeyi reddetti ve İsrail’in Suriye’nin ordusunu nereye konuşlandıracağını dikte etmesine karşı ABD’de lobi yaptı.

İsrail’e en yakın Arap devleti olan BAE bile İsrail hükümetinin işgal altındaki Batı Şeria’yı ilhak etme planları konusunda “kırmızı çizgi” uyarısında bulunarak hayal kırıklığı sinyali verdi.

BAE analisti Muhammed Baharun, bölgedeki ve ABD’deki diplomatlar arasında geniş çapta dolaşan bir makalede İsrail’in “bölgesel hegemonya” peşinde koşan bir “Golyat” haline geldiği uyarısında bulundu.

ABD’nin eski Katar Büyükelçisi Patrick Theros yaptığı açıklamada Salı günkü saldırının Netanyahu aleyhine olacak şekilde geri teptiğini ve Körfez ülkelerini İran ve Çin’e yakınlaştırabileceğini söyledi.

Theros, “Çin bu işin peşini bırakmayacaktır” dedi ve ekledi: “Suudi Arabistan’ın İran’a yaklaşımı da hızlanacak.”

Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani Salı günü yaptığı açıklamada İsrail’in Doha’ya yönelik saldırılarının ancak “devlet terörizmi” olarak yorumlanabileceğini söyledi.

Al Sani ayrıca ABD’nin “Katar’ı bilgilendirdiği” yönündeki ilk açıklamasına da itiraz etti ve kendilerine haber verildiğinde saldırıyı durdurmak için çok geç olduğunu belirtti.

Mevcut ve eski ABD’li ve Arap yetkililer, İsrail’in zengin Körfez’i hedef almaya istekli olduğunu göstermesinin ardından gözlerin Türkiye’ye çevrileceğini söylüyor.

Hamas’ın siyasi yetkililerinin Katar ve Türkiye arasında seyahat ettiği biliniyor. NATO üyesi Türkiye, saldırıya uğraması halinde kolektif savunma ilkesi olan 5. Madde’ye başvurabilir.

Mısır’da da 7 Ekim 2023’ten önce bir Hamas ofisi vardı ve ateşkes görüşmeleri sırasında Hamas yetkililerini ağırlamıştı.

Kaynak: Mepa News

Başa dön tuşu