İsmail Haniye: Bir direnişçinin portresi

İsmail Haniye: Bir Direnişçinin Portresi

Ayşe Şeyma Zorlu / Fokus+


 

“İsmail Haniye’nin şehit olmasının üzerinden tam bir yıl geçti. Haniye, Filistin siyasi tarihinde etkili olmuş ve hem bölgesel hem uluslararası düzeyde çokça tartışılmış bir isim. Onun hikayesi, mülteci kamplarında başlayıp, seçim zaferleri, iç siyasi çatışmalar ve uluslararası izolasyon süreçleriyle şekillenmiş bir siyasi kariyer.”

İsmail Haniye, 1962 veya 1963 yılında, İsrail’in kurulmasından sonra yerinden edilen Filistinli ailelerin yaşadığı Gazze Şeridi’ndeki Al-Shati Mülteci Kampı’nda doğdu. Ailesi, 1948 Arap-İsrail Savaşı sırasında bugünkü İsrail sınırları içinde kalan Ashkelon bölgesinden göç etmek zorunda kalan on binlerce aileden biriydi. 

Bu köken, Haniye’nin hayatı boyunca benimsediği siyasi duruşun ve aidiyet hissinin temelini oluşturdu. Eğitim hayatına yerel okullarda başlayan Haniye, 1987 yılında Gazze İslam Üniversitesi’nden Arap dili ve edebiyatı alanında mezun oldu. Üniversite yıllarında hem öğrenci hareketleri içinde aktif rol aldı hem de İslami eğilimli sosyal faaliyetlerde yer aldı. 

Hamas ile yükseliş 

1987’de kurulan Hamas’ın ilk kadroları arasında yer alan Haniye, kısa sürede hareketin genç liderlerinden biri haline geldi. İsrail’e karşı yürütülen Birinci İntifada sırasında aktif rol aldı; bu dönemde birkaç kez tutuklandı. 1992 yılında İsrail tarafından yüzlerce Hamas üyesiyle birlikte Güney Lübnan’a sürüldü, ancak bir yıl içinde geri döndü. 

1997’de, Hamas’ın kurucu liderlerinden Şeyh Ahmed Yasin’in serbest bırakılmasının ardından onunla çalışmaya başladı ve siyasi yapılanma içinde önemli görevler üstlendi. Yasin’in 2004’teki suikastla öldürülmesi sonrasında, hareketin önde gelen siyasi yüzlerinden biri haline geldi. 

2006 seçimleri ve başbakanlık 

2006 yılında Filistin’de düzenlenen parlamento seçimlerinde Hamas, “Değişim ve Reform” adlı listeyle katıldı ve sürpriz şekilde büyük bir zafer elde etti. Haniye, bu listenin başında yer aldı ve Filistin Ulusal Yönetimi Başbakanı olarak atandı. 

Ancak bu seçim zaferi, uluslararası toplumda büyük bir krize yol açtı. ABD, AB ve İsrail, Hamas’ı terör örgütü olarak tanımladıkları için yeni hükümetle çalışmayı reddetti. Yardımlar askıya alındı, diplomatik temaslar kesildi. İçeride de Hamas ile Fetih arasında gerilim arttı. 2007 yılında bu kriz Gazze’de silahlı çatışmaya dönüştü ve Hamas, bölgenin fiili kontrolünü ele geçirdi. Bu gelişme, Filistin topraklarının fiilen iki ayrı siyasi yapıya bölünmesine neden oldu: Batı Şeria’da Fetih yönetimi, Gazze’de ise Hamas kontrolü. 

Gazze’deki fiili yönetim 

2007’den itibaren İsmail Haniye, Gazze’deki Hamas hükümetinin başı olarak görevini sürdürdü. Bu süreç, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı abluka, aralıklarla düzenlenen büyük askeri operasyonlar ve uluslararası diplomatik izolasyon gibi zorluklarla doluydu. Elektrik kesintileri, sağlık sisteminin çöküşü, işsizlik ve altyapı krizleri, Gazze’de yaşamı ciddi biçimde etkiledi. 

Haniye, bu süreçte hem Hamas’ın iç istikrarını sağlamaya çalıştı hem de uluslararası alanda hareketin siyasi kanadını temsil etti. Katar, Türkiye ve İran gibi ülkelerle ilişkiler geliştirdi; İsrail ile doğrudan görüşmelere karşı mesafeli bir tutum benimsedi. 

Hamas Siyasi Büro Başkanlığı 

2017 yılında, Haniye Hamas’ın Siyasi Büro Başkanlığı görevine getirildi. Bu görev, onu hareketin en üst düzey siyasi lideri yaptı. Bu dönemde Gazze’deki yönetim görevlerinden kademeli olarak çekilerek daha çok bölgesel diplomasi ve strateji geliştirmeye odaklandı. Katar ve Türkiye gibi ülkelerde zaman geçirdi, Hamas’ın uluslararası ilişkilerini yürüttü. 2018 yılında ABD Dışişleri Bakanlığı Haniye’yi terörist olarak tanımladı. 

Bu süreçte, Hamas’ın hem silahlı kanadıyla ilişkileri hem de Batı dünyasıyla olan temas stratejileri dikkatle izlendi. Haniye, siyasi retoriğinde genellikle Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkını, yerleşim politikalarına karşı çıkışı ve İsrail’e karşı direnişi vurguladı. 

2023 ve sonrası 

2023 yılında Hamas’ın İsrail’e karşı başlattığı Aksa Tufanı Operasyonu, İsrail’in geniş kapsamlı bir soykırıma kalkışmasına neden oldu. Haniye, bu dönemde yaptığı açıklamalarda Filistin halkının “tarihi bir mücadele” içinde olduğunu vurguladı. Aynı dönemde İsrail, Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde Hamas liderlerini savaş suçlarıyla suçlayan girişimlerde bulundu. Bu gelişmeler, Haniye’nin ismini uluslararası arenada daha da görünür kıldı. 

İsrail ordusu ailesini hedef aldı 

İsrail’in 10 Kasım 2023’te Gazze kentinde yerinden edilmiş kişilerin bulunduğu bir okulu hedef alması sonucu Haniye’nin torunlarından biri hayatını kaybetti. 

İsrail ordusu, 10 Nisan’da Ramazan Bayramı dolayısıyla Gazze kentinin batısındaki Eş-Şati Mülteci Kampı sakinleri ve yakınlarıyla bayramlaşmaya giden Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’nin ailesinden birçok kişinin bulunduğu aracı hedef aldı. 

Saldırıda 3 oğlu ve 4 torununu kaybeden Haniye, ölüm haberini aldığında “Allah’tan geldik Allah’a döneceğiz” ifadelerini kullandı. 

Çocuklarının Gazze’yi terk etmediğini, Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu yolunda hayatlarını feda ettiğini söyleyen Haniye şöyle devam etti:

“Çocuklarım Gazze’de kaldılar ve Gazze’yi terk etmediler. Tüm halkımız evlatlarının kanlarıyla büyük bir bedel ödüyor. Ben de onlardan biriyim. İsrail’e yıkımla, katliamla, yok etmeyle alamadığını müzakere masasında da almayacağını söylüyoruz. Oğullarımın kanı Gazze’deki şehit halkımızın kanından daha kıymetli değildir.” 

Suikast sonucu şehit oldu 

31 Temmuz 2024 tarihinde, Yeni İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin törenine katılmak için Tahran’da bulunan Haniye, ikamet ettiği konuta düzenlenen saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Saldırının detayları kamuoyuna tam olarak açıklanmasa da olay büyük ses getirdi. Hamas, saldırının arkasında İsrail’i gördüğünü belirtti; İsrail ise resmi bir açıklama yapmadı. Haniye’nin ölümü, Hamas içinde ve genel olarak Filistin siyasetinde önemli bir boşluğa neden oldu. 

Haniye, Hamas’ın siyasi kanadının kurumsallaşmasında ve halk tabanında güçlenmesinde etkili bir isim olarak tarihe geçti. Onun liderliğinde Hamas, sadece silahlı bir direniş örgütü değil, aynı zamanda bir sosyal hizmet ağı ve siyasi aktör olarak da konumlandı. 

 

 

Başa dön tuşu