Gazzeli anne: Çocuklarımız bir deri bir kemik kaldı

The Sunday Times, Gazze Şeridi’nde açlık, hastalık ve ölüm tehdidiyle karşı karşıya olan bir annenin hikayesini yayınladı.

Şeyma, İsrail’in Gazze Şeridi’ne uyguladığı acımasız kuşatma nedeniyle artık sütü gelmediği için bebeğini emziremediğini ve ona sadece “su ve tuz çorbası” verebildiğini söylüyor.

Ocak ayında doğum yapan Filistinli anne Şeyma Fattuh, Sunday Times muhabirleri Amal Hilis ve Gabriela Weniger’e Gazze’deki annelerin ve tüm kadınların yaşadığı dehşeti anlattı.

Kocasının her sabah Gazze’nin yıkıntıları arasında yiyecek aramaya çıktığını ve “çoğu gün eli boş, gözleri yaşlı döndüğünü” söyledi.

Şeyma, bazen su kaynatıyor ve biraz tuz ekleyerek “sıcak çorba” adını verdiği bir çorba yapıyor, böylece çocukları gerçek yemek gibi olmasa da bir şeyler yemiş gibi hissediyor.

Anestezi olmadan sezaryen

“Bir gün kızım bana sordu: “Anne, bu yemek neden tatsız?” Ona ne diyeceğimi bilemedim. Bir anne hiçbir malzemeye, hatta bir pişirme kabına bile sahip değilken nasıl yemek pişirebilir ki?”

Ocak ayında The Sunday Times, Şeyma’nın üçüncü kızı olan ve hastanede gerekli malzeme olmadığı için anestezisiz sezaryenle dünyaya gelen Şam’ın hayatının ilk günlerine dair bir haber yaptı.

Şam, sadece altı hafta süren ateşkesten hemen önce, sert geçen Gazze kışında dünyaya geldi. Şam’ın kalbinde bir delik vardı, ancak ihtiyacı olan hayat kurtarıcı ameliyat yapılamadı.

En büyük acıyı çocuklar çekiyor

“Gıda ablukası başlayalı üç aydan fazla oldu, her şey değişti” diyor Şeyma ve ekliyor: ”Yiyecekler yok oldu, su kesildi ve her şeye erişmek çok zor. Küçük kızım Şam en çok acı çekenimiz.”

Aile, yevmiye ile çalışan işçi olan kocası ve üç çocuğuyla birlikte küçük bir odada yaşıyor ve yaklaşık 20 ailenin yaşadığı bir binada çok da az olmayan bir kira ödüyor.

Şeyma, Şam’ın durumunu anlatırken “Gün boyu ağlıyor, sadece açlıktan değil, acıdan da ağlıyor” diyor. Penceresinden, Kasım 2023’te bombalanan Ali bin Ebi Talib Camii’nin kalıntılarını bakarken.

Şeyma yaşadıkları acıları anlatmaya devam ediyor: “Günde sadece bir kez bezini değiştirebiliyorum, cildi enfeksiyon ve kızarıklıklardan tahriş olmuş, kızarmış ve yanıyor. Onu temizlemeye çalıştığımda çığlık atıyor.”

Mahremiyeti unutmak

BM’ye göre abluka ciddi kıtlık riskini arttırdı ve Gazze nüfusunun çoğunu temiz su, gıda, ilaç ve güvenli barınaktan mahrum bıraktı.

Şeyma, “Tanımadığınız insanlarla bir evde yaşadığınızı, her şeyi paylaştığınızı düşünün; uyuyacak yer, banyo” diyor ve ekliyor: “Normal yaşamın nasıl bir şey olduğunu unuttuk, mahremiyetin, kapıyı arkanızdan kapatmanın ne demek olduğunu unuttuk.”

Pembe duvarın yanına dizilmiş döşeklerden birine oturan Şeyma şöyle diyor: “Mahremiyet yok. Bebeğimi emzirmek için küçük bir köşe bulmaya çalışıyorum.” Gıda krizi gün geçtikçe kötüleşirken emzirmek anneler için bir lüks haline geldi.

STK mutfakları

Nutrition Cluster tarafından yürütülen bir araştırmaya göre Gazze’deki hamile ve emziren kadınların yüzde 10 ila 20’si (araştırmaya katılan 4.500 kadın) yetersiz beslenmeden muzdarip.

“Onu emzirmeye çalışıyorum ama süt üretmek için yeterli enerjim ya da tüketebileceğim bir yiyecek yok. Emziren bir anne olarak süt, yumurta ve şeker gibi gıdalara ihtiyacım var. Ancak bir kilo şeker şu anda 100 şekele (yaklaşık 1100 Türk lirası) satılıyor ve çoğu zaman bu ürünleri pazarda bulamıyoruz” diyor Şeyma.

Gazze’deki çoğu aile gibi Şeyma da yerel olarak sivil toplum kuruluşları tarafından kurulan mutfaklara güveniyor.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’ne (OCHA) göre, bu mutfaklar iki milyondan fazla insana hizmet veriyor, ancak taze sebze veya et olmadan, çoğunlukla pirinç ve makarna olmak üzere günde bir milyon öğünden fazlasını hazırlayamıyor.

Kimlerin yatağa aç girdiğini tespit etmek

Şeyma, “Bu koşullar altında bir anne sadece beslenmez, kimin yemek yiyeceğine ve kimin yatağa aç gireceğine karar verir; yemeği böler ve kendisini listenin en altına koyar ve ben bunu her gün gözlerim yaşararak ve kalbimde korkuyla yapıyorum” dedi.

Ablukanın başladığı 2 Mart’tan bu yana Gazze Sağlık Bakanlığı 57 çocuğun yetersiz beslenme nedeniyle can verdiğini bildirdi.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sadece 500 çocuğu yetersiz beslenme nedeniyle tedavi etmeye yetecek kadar malzemeye sahip olduğunu söyledi.

BM’ye göre, yeni yardım gelmemesi halinde, önümüzdeki 11 ay içinde beş yaşın altındaki yaklaşık 71.000 çocuk akut yetersiz beslenme riski altında.

Şeyma geçen hafta ateşi yükselen Şam’ı hastaneye götürdüğünde yaşanan trajediyi kendi gözleriyle gördü: “Orada gördüklerim kalbimi parçaladı” diyor.

Korku içinde titredim

“Küçük erkek çocukları ve kızlar bir deri bir kemik kalmışlar, açlıktan acı çeken iskeletler. Orada durup onları izledim ve Şam’ın da aynı kaderi paylaşacağı korkusuyla titredim.”

Şimdiye kadar abluka çocuklar için tıbbi malzeme ve diğer gereksinimlerin girişini engelledi, bu da yeni doğanların temel sağlık hizmetlerinden mahrum kalması anlamına geliyor, buna gerekli ameliyat yapılmadan kalbi iyileşmeyecek olan Şam da dahil.

“Bir anne olarak çocuklarımı korumam, beslemem ve güvende tutmam gerekiyor” diyor Şeyma ve ekliyor: ”ama onlara tam bir öğün bile sağlayamıyorum. Kendimi çaresiz hissediyorum, her gün çocuğumu kaybetmekten korkuyorum. Tek istediğim onun hayatta kalması. Sadece hayatta kalmasını istiyorum.”

Kaynak: Mepa News

Başa dön tuşu