Ekonomide Büyüme Pozitif Denge Kırılgan Kalıyor

Türkiye ekonomisinde büyüme verileri pozitif görünse de, enflasyon ve dış denge sorunları sürdürülebilirliği tehdit ediyor.

Ekonomideki dalgalı seyir sürerken, piyasalardan yansıyan son veriler kafa karıştırmaya devam ediyor. Ağustos 2025’te sanayi üretim endeksi aylık yüzde 0,4, yıllık ise yüzde 7,1 artış gösterdi. Bu artışta ‘baz etkisi’ belirleyici oldu. İSO tarafından eylülde açıklanan İhracat İklimi Endeksi 51,7 olarak kaydedilirken, dış talepte sınırlı bir iyileşme gözlemleniyor. Ağustos ayında endeks 51,9 seviyesine yükseldi ve imalat ihracatçıları dış koşullarda ılımlı bir toparlanma yaşadı. Ancak küresel daralma ortamında bu seyrin ne kadar süreceği belirsizliğini koruyor.

Takipteki Alacaklar Arttı

Bankacılık sektöründe takipteki alacaklar, 3 Ekim haftasında 14,6 milyar TL artarak 503,96 milyar TL’ye ulaştı. Bu artış özellikle bireysel kredilerde yoğunlaştı. Yıllık bazda bireysel krediler yüzde 48,2, tüketici kredileri yüzde 41,5, kredi kartı borçları ise yüzde 55,8 oranında yükseldi. Takipteki alacak oranı yıl başında yüzde 1,9 düzeyindeydi; ancak artan borçluluk ve gelir kırılganlığı, bu oranın yukarı yönlü revize edilme riskini artırıyor.

Faiz İndirimi Sınırlı Kalabilir

Merkez Bankası’nın toplam rezervi 186,2 milyar dolara, net rezervi ise 75,2 milyar dolara yükseldi. Swap hariç net rezerv 59,5 milyar dolara ulaştı. Altın fiyatlarındaki artış bu yükselişi destekledi. Ancak yüksek enflasyon, para politikası üzerindeki baskıyı artırmaya devam ediyor. Morgan Stanley, yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 31,5’e yükseltirken, faiz indiriminin 150 baz puanla sınırlı kalabileceğini öngörüyor.

Dengesizlikler

2025’in ikinci çeyreğinde ekonomi yüzde 4,8 büyümesi olumlu bir veri olarak dikkat çekiyor. Bu oran, iç talep ve üretim cephesinin dayanıklılığını gösteriyor. Ancak analistler, enflasyon, dış denge ve finansal kırılganlıkların bu büyümenin sürdürülebilirliğini gölgelediği görüşünde. Küresel durgunluk, Çin–ABD gerilimi ve Avrupa’daki talep zayıflığı, ihracat kanallarını daraltma riski taşıyor. Uzmanlar, 2025’in ikinci yarısının Türkiye ekonomisi için kritik bir eşik olacağını vurgularken, üretim kapasitesi, finansal istikrar, rekabet gücü ve iç talep dengesinin büyümenin yönünü belirleyeceğini ifade ediyorlar.

Başa dön tuşu