Kahramanmaraş’ta binler Hamas direnişini ve SUMUD yolcularını selamladı 

Mahmut Esat Coşan Camii’nden ikindi namazından sonra başlayan yürüyüş Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi önündeki miting alanında son buldu.

 Binlerce kişinin katıldığı yürüyüşte İsrail ve destekçisi ABD aleyhinde yoğun şekilde sloganlar atıldı. Tekbirler ve dualar ile Hamas direnişi selamlandı. Yürüyüş sonrası Necip Fazıl Kısakürek kültür merkezi önünde büyük bir miting gerçekleştirildi.

Kur’an tilaveti ile başlayan miting, Prof. Dr. Bülent Köstü’nün boykotun önemine dair yaptığı konuşma ile devam etti. Köstü konuşmasında geçmişimizden aldığımız bilinç ile geleceğe bakmamız gerektiğini ve bu bilinç ile yaptığımız boykotların ne kadar ehemmiyet arz ettiğini dile getirdi. Yılmadan boykota devam edilmesi gerektiğini belirten Köstü, siyonistlerin ve destekçilerinin böylelikle yenilmeye mahkum olduğunu söyledi.

Program Kahramanmaraş Platformu sözcüsü Adnan Alagöz’ün yaptığı konuşma ile devam etti. Alagöz Sumud filosunun karşılaştığı zorlukları ve siyonist İsrail’in filodaki yolculara nasıl davrandığını belirttikten sonra İsrail’in ne kadar zalim olduğunu dile getirdi. İslam ülkelerinin bir an evvel kalıcı bir çözüm üretmesi gerektiğini dile getiren Alagöz ülkemizdeki çifte vatandaş Siyonistlerin bir an evvel vatandaşlıktan çıkarılmasının gerektiğini vurguladı.

Program Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Veli Aba’nın dua yapması ile sona erdi.

maras-20251005-01.jpg

maras-20251005-02.jpg

maras-20251005-03.jpg

maras-20251005-04.jpg

maras-20251005-05.jpg

maras-20251005-06.jpg

maras-20251005-07.jpg

Basın açıklamasının tam metni:

Bugün burada bulunmamızın amacı, onurlu ve şanlı bir direnişe olan desteğimizi hep birlikte haykırmaktır. İki yıldır İslam tarihin en şanlı direnişlerinden birine şahitlik ediyoruz. Gazze Halkı ve Kassam mücahitleri bütün imkansızlıklara rağmen sadece israili değil ona destek veren bütün batılı güçleri de mağlup etmiştir. İsrail bütün dünyanın gözü önünde rezil olmuştur.

7 Ekim Aksa Tufanı yavaş yavaş devam eden sessiz işgali bütün dünyaya duyurmuş ve İsrail ile normalleşme hayalleri kuran bölge devletlerine gerçeği göstermiştir. Gerçek şudur: İsrail bölgedeki bütün devletleri ya işgal edecek ya da sürekli tehdit altında tutacaktır. İsrail tamamen yıkılıp yok edilmeden bölgede barışın ve huzurun temin edilmesi imkansızdır.

Bölge devletlerinden hangisi İsrail ile savaşmak için hazırlık yapmıyorsa ya halkının geleceğine ihanet ediyordur ya da derin bir basiretsizlik içindedir. Katarın vurulması bölge ülkelerinde güçlü bir tokat etkisi yapmıştır. Bölgedeki hiçbir ülke ve hiçbir halk güvende değildir.

Gazze halkının ve mücahitlerin direnişi İslam ümmetinin onurudur. Amerika başkanının dayattığı sözde barış planı Gazze halkına teslimiyetten başka seçenek sunmamaktadır. Hamas bu planı kabul etmediğini, silah bırakmayacağını açıkça deklare etmiş ama barış için müzakerelere hazır olduğunu da bildirmiştir. Hamas’ın bu zekice ve stratejik açıklamasının ardından ABD ve İsrail de geri adım atmak zorunda kalmış, sahte barış planı suya düşmüştür. Vicdan sahibi insanların beklentisi Hamas’ın ve Filistin halkının kabul ettiği şartlarda adil bir barışın tesis edilmesidir. Buradan açıkça ifade ediyoruz: Gazze halkının ve mücahitlerin kabul etmeyeceği hiçbir anlaşmayı biz de meşru kabul etmiyoruz.

Korsan devlet İsrail hiçbir insani ilkeyi tanımadığını göstermiştir. Küresel Sumut Filosuna yaptığı müdahale bunun en açık göstergesidir. Esir alınan aktivistlere reva görülen muamele israilinhiçbir ahlaki ilkeyi kabul etmediğini göstermiştir.

Bütün gemilere el konulmuş ve mazlum Gazze halkına götürülen insani yardım malzemeleri gasp edilmiştir. İsrail sadece işgalci değil aynı zamanda hırsızdır.

İsrailin bu korsanlığı ve haydutluğu insanlık vicdanını durduramayacaktır. İki gün önce İtalya’dan 11 gemiden oluşanUluslararası Özgürlük Filosuyola çıkmıştır. Eğer o gemilere de müdahale edilirse yeni gemilerle Gazze ablukasını kırmak için yeniden yola çıkılacak.

Onlarca ülkeden aktivistin katıldığı Sumud Filosu, Çarşamba gecesi işgalci İsrail tarafından devletlerin ve tüm dünyanın gözleri önünde hukuksuzca alıkonuldu. İsrail, Gazze’ye gıda ve tıbbi yardım taşıyan bu gemilerin ulaşmasını engelledi. Mavi Marmaraile başlayan, Vicdan, Madleen,Hanzala gemileriyle ve Sumud Filosuyla devam eden bu vicdan hareketi, bugün Özgürlük Filosu ile yoluna devam ediyor. Her birimiz bu filonun amacına ulaşması ve ablukanın kırılması için elimizden gelen desteği vermeliyiz. Sosyal medyada, sokakta, her yerde Gazze’nin onurlu mücadelesini anlatmalı ve işgale karşı duruşumuzu her gün daha güçlü bir şekilde sürdürmeliyiz.

Düzenlenen bu filolar, sadece bir yardım hareketi değil, aynı zamanda bir adalet arayışı, bir insanlık mücadelesi ve bir vicdan hareketidir. Bu yolda, her birimize büyük sorumluluk düşüyor.

Filonun yoluna devam ettiği şu saatlerde de ne yazık ki Gazze’deki zulüm devam ediyor.

Dünya, tarih boyunca görülen en büyük zulümlerden birine şahitlik ediyor. işgalci İsrail; tüm dünyanın gözleri önünde Gazze’de soykırım suçu işliyor. Son bilgilere göre Filistin’de, büyük kısmı kadın ve çocuk olmak üzere 70 bine yakın kişi şehit oldu. 165 binden fazla kişi yaralandı ve binlerce insan ise hâlâ enkaz altında kayıp…

İsrail’in yaklaşık 150 bin ton patlayıcı kullanarak adeta taş üstünde taş bırakmadığı saldırılarda 268 bin konut tamamen, 153 bin konut kısmen yıkılırken, 148 bin konut ise ciddi hasar aldı ve oturulamaz hale geldi.

İşgalci İsrailinkara saldırılarına başlamasıyla şu anda 1 milyon Gazzeli zorunlu olarak göç ediyor. Terör devletinin saldırganlığı sebebiyle Gazze’de hiçbir yer güvenli değil. Gazzeliler göç etmedikleri takdirde kendi evlerinde göç etmeleri durumunda ise göç yollarında İsrail’in saldırı ve katliamlarına maruz bırakılıyor.

Şu ana kadar İsrail defalarca sivillerin kaldığı çadırları ve yerleşim yerlerini bombaladı. Çok sayıda Gazzeli kardeşimiz yanarak şehit oldu.

Bütün insanlık artık gerçeği görmüştür. Şirketleri ve sermayesi ile dünyayı sömüren siyonizmin ve İsraillilerin arkasına saklanabilecekleri tek bir ağaç bile kalmamıştır. Bugünden sonra hiçbir Siyonist dünyada elini konunu sallayarak gezememeli, tatil yapamamalıdır. Katil ve soykırımcı muamelesi görmelidir. Ülkemizden israile gidip savaşan Türkiye vatandaşları da derhal vatandaşlıktan çıkarılmalıdır.

Bir diğer hayati konu ise, sınır kapılarından Gazze’ye insani yardımların geçişinin İsrail tarafından engellenmesidir. İsrail, binlerce tonluk bombalarla hedef aldığı Gazzelileri, insani yardımların girişini de engelleyerek topyekûn bir şekilde zorluklarla ve açlıkla karşı karşıya bırakıyor. Gazze’de açlık sebebiyle bebekler ölüyor, insanlar gıdaya ulaşamıyor. 7 Ekim’den bu yana 500’e yakın kişi açlık sebebiyle şehit oldu.  Bugüne kadar gereken güçlü adımları atmayan İslam ülkeleri, daha fazla gecikmeden kınamaların ötesine geçmeli, tüm gücünü insani yardımların girişini sağlamak ve İsrail’in işgalini bitirmek için seferber etmelidir.

Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından alınan tüm uluslararası kararlara rağmen işgalci İsrail hukuku tanımıyor, zulme ve işgale devam ediyor. Ne yazık ki, bu zulmü durduracak somut adımlar atılmıyor. Uluslararası mekanizmalar ve kuruluşlar; askeri, ekonomik ve diplomatik olarak büyük güçlere sahip devletler, olanları seyrediyor ve etkisiz kınama açıklamaları yapıyorlar. Oysa dünyadaki tüm vicdan sahipleri, İsrail’e somut ve etkili bir şekilde karşı durulmasını bekliyor. Çünkü İsrail, sadece güçten anlar.

Herkes, Gazze’deki işgalin son bulması için mücadele etmeli, ‘bu zulümler yaşanırken ben yapmam gerekenleri yapıyor muyum?’ diye kendine sormalıdır.

Uluslararası kuruluşlar ve devletler, İsrail’in zulümlerinin önüne geçmek için atılması gereken adımları daha fazla gecikmeden bir an önce atmalıdır.

Biz Kahramanmaraş Platformu ve Kahramanmaraş’taki sivil toplum kuruluşları olarak Gazze halkının ve onun şanlı direnişçilerinin her zaman arkasında olacağımızı ifade ediyoruz. Kudüs’ün ve bütün Filistin topraklarının işgalci Siyonistlerden arındırılıncaya kadar bütün gücümüzle bu direnişin destekçisi olacağımızı haykırıyoruz.

Bizler mazlum Gazze halkının sesi olmak, onların sesini dünyaya duyurmak için meydanları doldurmaya devam edeceğiz.

Siyonist sermayenin bizi sömürmesini engellemek için Boykota devam edeceğiz.

Zalimlerin anladığı dilden konuşan Gazze cihadının mücahitlerini desteklemeye devam edeceğiz.

Yaşasın, Nehirden Denize Özgür Filistin!

Başa dön tuşu