Sisi cuntası Rabia ruhunu söndüremez: Müslüman Kardeşler’e özgürlük!

HAKSÖZ HABER

Mısır’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye karşı kanlı bir darbe girişimi gerçekleştiren Sisi cuntası 2013’ten beri Mısır’ı sistematik işkence ve baskı politikasıyla yönetiyor. Müslüman Kardeşler Teşkilatı’na yönelik kapsamlı tutuklamalarla başlayan süreç idam ve insanlık dışı hapishane şartlarıyla günümüze kadar geldi. Müslüman Kardeşler Teşkilatı Genel Sekreteri Muhammed Biltaci’nin başlattığı açlık grevi sebebiyle tekrar gündem olan Rabia Katliamının yıldönümünde Özgür-Der ve Mısırlı Dernekler Federasyonu’nun çağrısıyla Saraçhane’de Mısırlı mahkumlara dayanışma eylemi düzenlendi.

Sunuş konuşması gerçekleştiren Murat Ayar, darbe girişiminin yıldönümünde Müslüman tutsakların hapishanelerdeki durumuna dikkati çekti.

“70 bin Müslüman tutsak Sisi cuntasının zulmü altında insanlık dışı şartlarda yaşıyor. Muhammed Biltaci’nin temel insani şartların sağlanması çağrısıyla başlattığı açlık grevine destek vermek için burada toplanmış bulunuyoruz.”

Şeyh Hüseyin tarafından okunan Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından sözü alan Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay, Sisi diktasına karşı atılması gereken adımlara dikkati çekerken Müslüman tutsakların özgürlüğü için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini hatırlattı.

“12 sene önce gerçekleştirilen kanlı darbenin yıldönümünde Sisi cuntasının vahşetini hatırlamak zorundayız. Mısır’daki meşru Mursi iktidarına karşı sistematik bir şekilde gerçekleştirilen darbe Sisi’nin başını çektiği cunta tarafından meydanlarda katledildi. Rabia Meydanı’na akın edin yüzbinlerce kardeşimiz vahşice katledilirken darbe sonrasında ise gerçek bir terör dönemi yaşanıyor. 70 bin kardeşimiz hukuk ile alakası olmayan davalarda mahkum edildi. Hapishanelerdeki şartlar ise çok vahim bir tabloya işaret ediyor. Yıllardır ailesiyle hatta avukatı ile dahi görüştürülmeyen Müslüman Kardeşler mensupları insanlık dışı muamelenin sonucunda yavaşça ölüme terk ediliyor. Muhammed Mursi yine bu benzer şartlar sebebiyle duruşma salonunda kalp krizi geçirerek vefat etmişti. Şu da unutulmamalıdır ki Müslüman Kardeşlerim maruz kaldığı zulüm Gazze ve Filistin davasına olan sadakatleri sebebiyledir. Mursi’nin kısa iktidar dönemi Gazze’deki şartların iyileştiği ve Siyonist işgalcinin çok rahatsız olduğu bir dönemdir. Sisi cuntası ise Siyonistlere en ufak bir söz dahi söyleyemezken halkını yoksulluğa Müslüman Kardeşler’i ise ölümü mahkum ediyor!

Dünya kamuoyu yaşanan bu zulmü sessizce takip etmemeli ve bu haksızlığın son bulması işin çaba göstermelidir. Eğer ki Türkiye, Mısır ile diyalog kuracaksa bunun en temel ve kaçınılmaz şartı Müslüman tutsakların özgürlüğüne kavuşması olmalıdır. Aynı şekilde Türkiye’deki Mısırlı mültecilerin yaşadıkları hukuk dışı uygulamaların son bulması ve Türkiye’nin muhacirlere yaptığı ev sahipliğiyle gurur duyduğu bir zeminin inşa edilmesi gerekmektedir. Türkiye muhacirlerin yurdudur. Dün Suriye ve Afganistan’da olduğu gibi yarın Mısır’ın da özgürleşeceği günleri göreceğimizi ümit ediyor ve buna iman ediyoruz. Bugün yaşadığımız karanlık hiçbirimizin geleceğe dair karamsarlığa kapılmasına sebep olmamalıdır. Allah’ın izniyle kardeşlerimiz özgürlüklerine kavuşacaklardır. Müslüman Kardeşler’in tarihi baskı ve şiddetle doludur ancak tüm zorbalıkların ardından Kardeşler güçlenerek bu süreçleri atlattı. Kardeşimiz Muhammed Biltaci ile Mavi Marmara’da beraberdik. Gazze’nin özgürlüğü için yola çıkan Biltaci bugün özgürlük yürüyüşünü açlık grevi ile sürdürüyor. Bizler de onun sesi ve soluğu olmak zorundayız!”

Mısırlı Dernekler Federasyonu’nun Mithat Alhadded, Mısır’da Müslüman tutsaklara yönelik baskılara dikkati çekerken direnişin hapishanelerde sürdüğünü ifade etti.

“Allah zalimlerin hesabını en şedid şekilde görecektir. Bugün Rabia katliamının yıldönümüdür. Darbe ile birlikte liderlerimizi hapsettiler ve halkımıza büyük bir baskı uygulamaya başladılar. Sadece 23 bini kadın ve çocuk olmak üzere onbinlerce kardeşimiz vahşice katledildi. 70 bin kardeşimiz ise tutsak edildi ve ilaçtan gıdadan mahrum bırakılarak yavaşça ölüme mahkum ediliyorlar. Müslüman tutsaklara ilaç dahi veremeyenler Siyonistler söz konusu olduğunda oldukça cömert ve korkaktırlar. Siyonistlerden emir alarak kendi halklarına ihanet içindedirler.

Şunu unutmayın Bosna’daki katiller nasıl yıllar sonra yargılanıp hapse tıkıldıysa Netanyahu ve Sisi de aynı şekilde işledikleri suçlar sebebiyle yargılanacaklardır. En yakın zamanda kardeşlerimizle özgür Mısır’da buluşacağız ve yürüyüşümüz özgür Gazze’den Kudüs’e kadar sürecek! “

Ramazan Kayan, zalimlerin yaşanan zulmü unutturmak için çaba gösterdiğini Müslümanların ise en büyük sorumluluğunun zulmü hatırlatmak ve direnişi kitleselleştirmek olduğunu kaydetti.

“Müslümanların anlam dünyasında çok mühim bir yere sahip olan Kahire bugün büyük bir zulüm rejiminin tasallutu altındadır. Bu zorbalığa karşı Esma Biltaci’nin Muhammed Mursi’nin Muhammed Bedii’nin ve Biltaci’nin sesi olmayı sürdürmek zorundayız. Karamsarlığa kapılıp kardeşlerimizi dualarımızda eylemlerimizde unuttuğumuz zaman zalimler kazanmış demektir. Ancak meydanlarda oldukça ümit her zaman var demektir. Tarih haklılardan yanadır. Mısır yeniden zindandan yükselen Yusufların özgürleştireceği günlerin özlemi içindedir. Dün Suriye de büyük bir zulüm altındaydı ama bugün Emevi Camiinden özgürlük nidaları yükseliyor. Yarın da Kahire zindanlarındaki yiğitler özgürlüğüne kavuşacak ve Rabia Meydanı’nda hep birlikte şükür namazları kılacağız.”

Mısır Özgürlük ve Adalet Partisi’nden Tarık Zümer, Sisi cuntasının Rabia ruhunu söndüremeyeceğini belirtti.

“Bugün burada toplandığınız için hepinize teşekkür ederim. Kardeşlerinizle beraber olduğunuzu göstermeniz çok şerefli bir duruştur. Özgür insanların hapsedilmesi onlar için bir engeldir evet ama onların ilerleyişi durdurmak hapsederek veya katlederek mümkün olmaz. Bu bir mirastır. Bizler iman ve özgürlük mirasının varisleriyiz. Kardeşlerimizin akıtılan kanlarını unutmadık, bekliyoruz ve en yakın zamanda tutsaklarımızın özgürlüğüne kavuşacağını ümit ediyoruz. Buna iman ediyoruz. Dünyanın dört bir yanında kardeşlerimiz için dua ediliyor. Bizlerse İstanbul’dan Gazze ve Mısır’ın özgürlüğü için dua ediyoruz. Rabbimiz önce Gazze’nin sonra Mısır’ın özgürlüğü bizlere nasip etsin! “

Hüda-Par İstanbul İl Başkanı Mehmet Eşin, Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın direniş örnekliğini vurgularken mültecilere yönelik hukuksuzlukların kabul edilemez olduğunu ifade etti.

“Hasan El Benna’ nın ortaya koyduğu mücadele emperyalistleri rahatsız eden büyük bir direniş hattı inşa etmiştir. Bizler Türkiye’de en azından bu direniş hattının varisleri olan Mısırlı mülteci kardeşlerimizin destekçisi olabiliriz. Mültecilere yönelik dışlayıcı, yok sayan insanlık ve hukuk dışı uygulamaların son bulması için çağrımızı yineliyoruz. “

Eylem sloganlarla sona erdi.

056a0497.jpg

056a0511.jpg

056a0534.jpg

056a0539.jpg

056a0556.jpg

056a0563.jpg

056a0586.jpg

056a0603.jpg

056a0612.jpg

056a0739.jpg

056a0755.jpg

056a0762.jpg

056a0774.jpg

056a0796.jpg

056a0805.jpg

Başa dön tuşu